REAL
  Can yücel
 
 
 

HERŞEY SENDE GİZLİ

 

Yerin seni çektiği kadar ağırsın

Kanatların çırpındığı kadar hafif..

Kalbinin attığı kadar canlısın

Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...

Sevdiklerin kadar iyisin

Nefret ettiklerin kadar kötü..

Ne renk olursa olsun kaşın gözün

Karşındakinin gördüğüdür rengin..

Yaşadıklarını kar sayma:

Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;

 

Ne kadar yaşarsan yaşa,

Sevdiğin kadardır ömrün..

Gülebildiğin kadar mutlusun

Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin

Sakın bitti sanma her şeyi,

 

Sevdiğin kadar sevileceksin.

Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer

Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın

Bir gün yalan söyleyeceksen eğer

Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.

Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret

Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın

Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın

Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.

Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın

Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.

Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..

 

İşte budur hayat!

İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın

Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün

Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun

Çiçek sulandığı kadar güzeldir

Kuşlar ötebildiği kadar sevimli

Bebek ağladığı kadar bebektir

Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,

Sevdiğin kadar sevilirsin...

BAĞLANMAYACAKSIN!
 

Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
“O olmazsa yaşayamam.” demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni, senin o’nu sevdiğinden.
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini…
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları…
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
“O benim.” diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir şeylerin…
Mesela gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
Mesela turuncuya, yada pembeye.
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden,
Çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,
Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın.
Ucundan tutarak…
CAN YÜCEL


DEĞİŞİK

 

Başka türlü birşey benim istediğim

Ne ağaca benzer ne de buluta

Burası gibi değil gideceğim memleket

Denizi ayrı deniz, havası ayrı hava

Nerde gördüklerim,nerde o beklediğim

Rengi başka, tadı başka

Bir başka yolculuk dalından düşmek yere

Yaşadığından uzun

Bir tatlı yolculuk dalından inmek yere

Ağacın yüksekliğince

Dalın yüksekliğince rüzgârda

Vardığım çimen yeşilliğince

CAN YÜCEL

KAYIP ÇOCUK

 

Birden işitilmez olsun ayak seslerim;

Gölgem bir başka sokağa sapıversin;

Unutayım bir anda her şeyi,

Nerde oturduğumu,

Bir tuhaf adem olduğumu Can adında.

Aklım arayadursun başka kapılarda kısmetimi,

Ben, bilmediğim sokaklarda bir başıma;

Gönlüm öylesine geniş, öyle ferah, 

İlk defa görmüş gibi dünyayı,

Bir şaşkınlık içinde, yeniden doğmuş gibi;

Hatırlamam artık değil mi, dostlar, 

Hatırlamam artık garipliğimi?

 

YA'U

 

Elektrikler söndü dün gece,

Zorbela toplayıp satrancın taşlarını

M E C B U R E N yattık

 

Simsiyah kediler gibi dolaşıyor koğuşta

Uyuyan dostların nefesleri.

D O L A Ş S I N L A R   azıcık !

 

Tam ben de eve doğru açılıyordum

Şıpırdatmadan hiç kürekleri,

Yanmaz mı o tepemdeki yüz mumluk ışık!

 

Bir kürek mahkumunu Boğazda sandal sefasına

Haklılar, bırakmazlar tabii ama...

Ya'u ne güzel şeymiş meğer K A R A N L I K !

 < ANLADIM Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını,kendimi bulduğumda anladımm... Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış, Kendi yolumu çizdiğimde anladım.. Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak,dinleyerek değil.. Bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım.. Yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış, Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım.. Acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden, Neden hiç ağlamadığını anladım.. Ağlayanı güldürebilmek,ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş, Gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım.. Bir insanı herhangi biri kırabilir,ama bir tek en çok sevdiği, acıtabilirmiş, Çok acıttığında anladım.. Fakat,hak edermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını, Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım.. Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet, Yüreğini elime koyduğunda anladım.. ''Sana ihtiyacım var, gel ! '' diyebilmekmiş güçlü olmak, Sana ''git'' dediğimde anladım.. Biri sana ''git'' dediğinde, ''kalmak istiyorum'' diyebilmekmiş sevmek, Git dediklerinde gittiğimde anladım.. Sana sevgim şımarık bir çocukmuş,her düştüğünde zırıl zırıl ağlayan, Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım.. Özür dilemek değil, ''affet beni'' diye haykırmak istemekmiş pişman olmak, Gerçekten pişman olduğumda anladım.. Ve gurur, kaybedenlerin,acizlerin maskesiymiş, Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış, Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım.. Ölürcesine isteyen,beklemez,sadece umut edermiş bir gün affedilmeyi, Beni af etmeni ölürcesine istediğimde anladım.. Sevgi emekmiş, Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş...

 
  Bugün 1 ziyaretçi (25 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol